27 Ocak 2011 Perşembe

ARAMAK

Mesnevi'yi ezbere biliyor musunuz?

Ben biliyorum. Nasıl ezberledin o koca kitabı diye sormayın. Mesnevi 18 beyitten ibarettir aslında. Rumi, derdini 18 beyitte anlatmış bitirmiştir, gerisi teferruattan ibarettir. Teferruat dediysem, Rumi için teferruat. Bizim için tek bir mesel, bir hayat eder. 

Mesnevi, kamışlıktan koparıldığından beri inleyen bir kamışın hikayesi ile başlar. Onu, kendisi gibi kamışların olduğu bir kamışlıktan keserler, sonra üzerine yedi tane delik açarlar. Ne zaman ki, içine üflerler, işte o vakit ney inlemeye, derdini dökmeye başlar.

Peki insan?

İnsan da, bir zamanlar kendisi gibi kamışların olduğu bir kamışlıktan kesilmiştir. Üzerine yedi delik açılmıştır. Hangi yedi delik mi? "Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak" dedikleri yedi delik...

Bu yüzden, insan hayatı boyunca bir şeyleri arar durur. Bu nedenle ki, Mevlana'nın selefi Plotinus "İnsanın kaderi aramaktır" diye buyurmuştur. Aslında ana rahmine dönme sendromumuz, daha da ötesine dönmek arzumuzun basit bir ifadesinden başka bir şey değildir. 

Ama insan bu arayışında yalnız değildir. Tanrı, yeryüzüne işaretler bırakmış kendisi için. Bizden önce gelen ve bir şeyler kavrayanlar da öyle. İşte ben, aciz bir meczup, o işaretleri topluyorum kendimce. Ben, bir parça can, başka canları da sepetimdekileri paylaşmaya davet ediyorum.

Hû!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder